Page 88 - KobiEfor_Kasim_2014
P. 88

yor. Bir yandan da sürekli cari aç›k veren bir eko-
           nomide mutlaka yabanc› sermaye ak›fl›n›n reel po-   Hükümet konjonktürel olarak
           zitif faizlerle sa¤lanmas› gerekti¤ini ak›lda tutma-
           l›y›z. Bu durum Türkiye’yi yüksek faiz düflük kur                  baflar›l›
           rejimine tutsak edebilmektedir.                     Ekonomiyi siyasetten ay›ramay›z.
                                                               Konjonktürü de düflünerek Hükümet’i
              Revize edilmifl Orta Vadeli program               bu anlamda baflar›l› buluyor musunuz?
              hakk›nda görüflünüz nedir?                        Sedat Aybar: Serbest piyasa ekonomisinin
              Sedat Aybar: Türkiye’de iktisadi yaflam standart  oturdu¤u bir ülkeyiz. Hükümet konjonktürel ola-
           ekonomi kitab›na göre idare ediliyor. Reel toplum-  rak baflar›l›. Büyümeyi azalarak da olsa devam
           sal yaflam› idare ise ekonomiyi idare etmekten da-  ettiriyor, enflasyonu kontrol alt›nda tutuyor. An-
           ha farkl› bir boyutta bilgi gerektirir. Bir yanda ser-  cak ayn› fleyi yap›sal dönüflümlerin gerçeklefl-
           best piyasa ekonomisi uygularken di¤er yanda      mesi ba¤lam›nda söyleyemeyiz. Ali Babacan da
           2023 vizyonu do¤rultusunda bir ekonomik geliflim   bu koflullar alt›nda ne yap›lmas› gerekiyorsa ya-
           çizgisi belirlenmeye çal›fl›l›yor. Burada önemli   p›yor. Ama bir gerçeklik de; reformlar ertelen-
           olan trenin raydan ç›kmadan idare edilmesi. Dola-  meyebilirdi.
           y›s›yla baz› düzenlemeler de konjonktürel olmak     Türkiye ekonomisinin bu aflamada yap›sal
           zorunda. Bu anlamda, Türkiye ekonomi yönetimi       ç›k›fl› yok mu diyorsunuz?
           de; standart bir ders kitab›n›n yazd›¤› fleyleri uygu-  Sedat Aybar:  fiu anda sistem çeliflkiler ürete-
           lamak zorunda. Bu aç›dan, kökten bir rejim de¤ifli-  rek de olsa yürüyor. Türkiye, 1945’ten sonra ka-
           minden bahsetmiyorsak, A veya B idaresi olmufl,    pitalizm zinciri içinde kald› ve yap›lacaklar art›k
           uygulamalar›n farkl› olmas›n› beklemenin çok faz-  s›n›rl›. Ancak neo-liberal modelin dünyaya ne
           la bir anlam› yok. Kim olsa ayn› iktisadi yöntemle-  kadar uyumlu oldu¤u ortada. Yap›lmas› gereken
           ri kullanmak mecburiyetinde kalacak. Türkiye      karar alma mekanizmalar›n›n tam anlam›yla
           ekonomisinin derinli¤ine bakt›¤›n›zda kurumlara,  demokratiklefltirilmesi. Ayr›ca bu dönemde ön-
           flirketler kesimine, hane halk›na, vs. iyi kötü iflle-  celik istihdamd›r.
           yen bir pazar ekonomisinin varl›¤›n› teslim etme-
           miz laz›m. Bu flu anlama geliyor: Bölge’de olup bi-
           ten olaylar, Ifi‹D, Suriye veya Ukrayna gerginlikle-  süreçlerinde de bunu gördük. Örne¤in 2008’de AB
           ri, AB ile iliflkiler vs. ekonomiyi ciddi anlamda etki-  daral›nca ihracat pazar›nda çeflitlenmeye gittik.
           lemiyor. Ya da içerideki seçim süreçleri de ekono-  fiimdi Ortado¤u’da ve komflu ülkelerde daralma
           mi üzerinde belirleyici de¤il. Büyüme devam etti¤i  var biz AB’ye ihracat› artt›rd›k. Hatta yurtd›fl›ndan
           sürece burada çok fazla sorun görünmüyor.        flirket sat›n almalar yapar hale geldik. Afrika paza-
              Ancak bu hala yeterli de¤il. Dünya Bankas›, IMF  r› da hala etkinli¤ini koruyor. Türkiye’nin Afrika’ya
           ve de di¤er uluslararas› finans kurulufllar›n›n empo-  yönelmesini bir sömürgelefltirme projesinin d›fl›n-
           ze ettikleri neo-liberalizmin kurucular›n›n uygula-  da görmek zorunday›z. Rekabetin de yo¤un oldu¤u
           malardaki aksakl›klar karfl›s›nda keflfettikleri zaaf  sözkonusu pazarlarda kazan-kazan iliflkisi d›fl›nda
           yetersiz befleri sermaye idi. Model iyiydi de buna ka-  bir ç›k›fl›m›z olmad›¤›n› bilerek hareket etmemiz-
           t›lan insanlar yetersizdi. Ya çok obezdiler, ya çok si-  de yarar var.
           gara - içki içiyorlard›, kendi ç›karlar›na olan›n ne ol-
           du¤unu bir türlü rasyonel ‘homo-economicus’tan     Üretim aflk› nereden ç›kt›, tüm bakanlar›n
           beklendi¤i biçimiyle bilemiyorlard›. O halde yap›lma-  dilinde üretim var?
           s› gereken fley insan› reforme etmek ona yol göster-  Sedat Aybar: Üretimin yap›s›na bak›yoruz; Tür-
           mekti. ‹nsan› reforme etmek kültürel, sosyal ve si-  kiye bir tar›m ekonomisi ve h›zla hizmetler sektörü
           yasal alanda beceri ve geliflimini h›zland›rmak anla-  gelifliyor. Ayn› zamanda da nüfusu büyüyor. Hala en
           m›nda al›nd›. Yani neo-liberal model bireylerin dü-  büyük istihdam sa¤layan sektör olan tar›m maki-
           flünme biçimini flekillendirmeye çal›flt›, devleti bu-  neleflti¤inde insanlar at›l kalmaya bafll›yor. Bu at›l
           nun için göreve ça¤›rd›. Ben bu tür devlet müdahale-  iflgücünün bir yerlerde istihdam edilmesi gereki-
           ci modele “dad› devlet” modeli diyorum. Oysa yap›l-  yor. Sanayi bu art›k iflgücünü emecek kadar gelifl-
           mas› gereken baz› yap›sal reformlar var ve bunlar›n  kin olmad›¤› için iflsizlik sorunu büyüyor. Üretim
           bafl›nda, iflsizlik ve çal›flma haklar› reformlar› geli-  yapal›m demekle üretim olmuyor. Devletin elinde
           yor. Asl›nda gerçekten müreffeh bir toplum istiyor-  çok ciddi bir sanayileflme program› olmas›n› ge-
           sak; ifl güvenli¤inin sa¤lanmas›, emeklilik haklar›,  rektiriyor. K›sa vadeli sermaye ak›fllar›n› teflvik et-
           sa¤l›k sistemleri gibi yap›lar›n oluflturulmas›, finan-  meye yönelik faiz uygulamalar› üretimi daha az
           sal reformun yap›lmas› gerekiyor.                riskli olan ve ticarete konu olmayan bir sektör olan
                                                            inflaat sektörüne çeviriyor. Üretimin inflaattan daha
              Babacan’›n aç›klad›¤› 2015 ve 2017 OVP’nin    farkl› sektörlere yönelmesi iç tasarruflar›n artt›r›l-
              mütevaz› bulunmas› hususu ne olacak?          mas›n› gerektiriyor. Bunun da uzun vadeli sanayi
              Sedat Aybar: Konjonktürel bir durumdur. Kriz  politikalar›yla koordine edilmesi gerekir.
                                                                                       Kas›m 2014 KobiEfor 87
   83   84   85   86   87   88   89   90   91   92   93