Page 97 - KobiEfor-Mayıs-2021
P. 97
ran Gönençler, “Türkiye ekonomisi çeşitlendirilmiş
bir üretim yapısına sahip olmanın avantajını yaşasa “Sıkı para politikası dengelenme için
da ekonomi için katmadeğeri yüksek ürünlerin üre- önemli”
tildiğini söylemek zor. Bu durum, istihdam potansi-
yelini kısıtladığı gibi ihracattan istendiği ölçüde gelir Gedik Yatırım Ekonomisti Serkan Gönençler, mev-
yaratılmasının ve ihracata dayalı bir büyüme modeli cut enflasyon görünümünün kısa vadede para poli-
oluşturulmasının da önünde engel oluşturuyor” dedi. tikasında bir gevşemeye izin vermediğini düşündük-
Türkiye’nin özellikle son yıllarda kredi teşviklerine lerini, sıkı para politikası duruşunun korunmasıyla
ve iç talebe dayalı bir büyüme modeli benimsediğine kurda ek değer kayıpları önlenirse üçüncü çeyrek
dikkat çeken Gönençler, yapılması gereken politikayı içinde (muhtemelen Ağustos ya da Eylül’de) çok ka-
önerdi: “Kredileri desteklemek üzere faizler enflas- demeli bir faiz indirim sürecinin (örneğin 50 baz puan
yonun izin verdiğinin altında seviyelerde belirlendi. Bu gibi sembolik bir indirimle) görülebileceğini söyledi.
politika, dönemsel olarak ekonomik aktivitede canlan- Gönençler, mevcut durumda, politika faizini
maya yol açsa da sürdürülebilir bir durum değil ve as- sene sonunda yüzde 17.0 civarında öngörmekle
lında hep ileride elde edilecek büyümeden çalarak ger- birlikte, TCMB’nin daha agresif bir indirim süreci
çekleşen bir canlanma. Bu büyüme modeli ayrıca ciddi yürütmesi ihtimalini göz ardı etmediklerini dile
finansal istikrarsızlıklara yol açarak da sürdürülebilir getirdi: “Son PPK metninden ‘gerekmesi duru-
büyümenin önünde engel oluşturuyor. Son yıllarda ya- munda ek faiz artışı yapılacağı’ ifadesinin çıkarıl-
şadığımız, kur ve faizlerde yükseliş kısır döngüsü, po- ması, TCMB’nin şartlar izin verdiğinde faiz indi-
tansiyel büyüme oranımızı ciddi anlamda aşağı çekmiş rim sürecini başlatma niyetini yansıtıyor olabilir.
durumda. Sürdürülebilir büyüme için günü kurtarma- Özetle; bozulan yabancı yatırımcı algısında kısa
ya yönelik politikalar yerine, belli bir dönem belki dü- vadede önemli bir iyileşme ol-
şük bir büyümeye razı olmak, fakat o dönemde tesis masını beklemesek de en azın-
edilecek finansal istikrar ile birlikte ilerideki potansi- dan sıkı para politikası duruşu-
yel büyümeyi arttırmak gerekiyor. Türkiye’nin genç bir nun korunması, TL’nin mevcut
nüfüsa sahip olması, güçlü tüketim eğilimi demek; bu seviyelerde dengelenmesini,
birçok sektör için büyüme fırsatı yaratıyor, ancak kamu
hatta dışsal faktörlere de bağlı
bütçesine de sürekli yük getiriyor. Bu demografik yapı
olarak bir miktar değerlenmesini sağlayabilir. Öte
hükümetleri popülist olmaya itiyor. Ekonomik yavaşla- yandan yapılacak erken bir faiz indirimi (örneğin;
ma sonrası siyasilerin günü kurtarma endişesi ekono- Haziran’da) TL’de (hemen olmasa da) sert satış-
mi politikalarının kalitesini olumsuz etkileyebiliyor.”
lara yol açarak, sonrasında para politikasında ek
Türkiye ekonomisi için önemli sorunlardan biri-
sıkılaştırma ihtiyacı doğurabilir. TCMB’nin kade-
nin de vergi konusu olduğunu aktaran Gönençler, meli faiz indirimine ilişkin zamanlaması, iç poli-
vergi gelirlerinin dolaylı vergiler ile arttırılmaya
tikaya ilişkin ve jeopolitik gelişmeler (ABD, Rusya
çalışılmasının gelir dağılımındaki bozukluğa katkı
ve AB ile ilişkiler) ile birlikte küresel risk iştahının
yaptığını kaydetti: “Dolaylı vergi artışlarını fiyatlara
yansıtma eğilimi nedeniyle enflasyonda kalıcı düşüş seyrine de (özellikle ABD 10-yıllık tahvil faizlerine
ilişkin gelişmeler) büyük ölçüde bağlı olacak.”
için de engel oluşturuyor.”
Yabancı yatırımcı gözünden bakıldığında en
“İstihdam verimli alanlara yönlendirilmeli” önemli sorunun kurumların bağımsızlığı olduğu-
Türkiye’de işgücüne her yıl ortalama 1 milyon nu belirten Gönençler, “Bu algının iyileştirilmesi,
ülkemize sermaye hareketlerinin yeniden can-
kişinin katıldığını hatırlatan Gönençler, Türkiye’de
lanması için kritik önemde bulunuyor” dedi.
son yıllarda istihdam artışlarının ağırlıklı olarak
hizmet sektörlerinde yoğunlaştığını, artışın daha
ilerleme kaydedilmesine rağmen bu üniversiteler
verimli alanlara kaydırılmasının ekonomiye daha
ekonominin ihtiyaçlarıyla uyumlu bir şekilde açıl-
fazla katkı sağlayacağını söyledi. Gönençler, tarım
istihdamı son 10-15 yılda çok önemli oranda azal- mıyor. Bu nedenle nitelikli işgücü planlaması ya-
dıysa da halen çok yüksek katmadeğer yarattığına pılırken ekonominin ihtiyaçları ile uyumlu şekilde,
değindi: “Devam eden şehirleşme tarım sektörü mesleki eğitimlere ağırlık verilmesi daha faydalı
istihdamında azalmaya yol açıyor, bu da tarım-dışı olabilir. İstihdam artışını frenleyen başka önemli
sektörlerde daha fazla istihdam yaratmak gerekiyor bir problem de Türkiye’de istihdam vergisi ve sos-
anlamına geliyor. Türkiye’de eğitim düzeyinin dünya yal güvenlik prim ödemelerinin yüksekliği. Türkiye,
standartlarına göre düşük olması, istihdamın önün- brüt ücretteki vergi ve sosyal güvenlik primlerinin
deki önemli engellerden biri. Nüfusun kabaca yüzde payının en yüksek olduğu ülkelerden biri. Verginin
40’ı ortaöğretim ve üzeri okul mezunu iken bu oran tabana yayılması konusunda alınacak olumlu mesa-
OECD’de ortalama yüzde 80 seviyesinde bulunuyor. fe, istihdam vergilerinin de kademeli olarak düşü-
Son yıllarda üniversiteleşme konusunda çok önemli rülmesine katkıda bulunacaktır.”
0D\ÜV KobiEfor 97