Page 8 - KobiEfor_Eylul_2011
P. 8

ED‹TÖR









                                             “Y›k›m” m› “Yükselifl” mi?

                                              Dünya ekonomisi sanc›l›. Ülkelerin politik ve mali kurumlar› her
                                           gün yeni kararlar al›yor. ABD’nin bile de¤iflmezmifl gibi görünen
                                           “AAA” kariyerine gölge düflüyor. Güncel ana sorun borç ve borç-
                                           lanma ekseninde yaflan›yor. Merkezinde de AB ve ABD ekonomile-
                                           ri bulunuyor. Dünya toplam borçlulu¤unu 2008 krizi artt›rd›, flimdi
                                           borç krizine borçlanma tavan› yükseltilerek çare aran›yor.
                                              Bu bir k›s›r döngü gibi görünüyor ama “y›k›m”la “yükselifl”i bir-
                                           likte bar›nd›r›yor. S›k›nt›lar para ekonomisinden üretim ekonomisi-
                                           ne geçifli zorluyor. Dün üç ö¤ün “para” diye ba¤›ranlar, bugün
                                           “üretim de üretim” demeye bafllad›lar.
                                              Türkiye elbette dünyan›n bu s›k›nt›s›n›n seyircisi de¤il, aktör-
                                           lerinden biridir. Dünyan›n en büyük 20 ekonomisinden biri ol-
                                           mak ama dünyan›n çekti¤i s›k›nt›n›n d›fl›nda kalmak; iflte bu
                                           mümkün de¤ildir.
             YALÇIN SÖNMEZ                    Ama Türkiye “y›k›m” sorunlar›n› de¤il, “yükselifl” sorunlar›n› ya-
             yalcinsonmez@kobi-efor.com.tr  fl›yor. Çünkü Türkiye hem içine girdi¤i teknolojik dönüflüm, hem de
                                           insan kaynaklar› yönünden üretim ekonomisine geçebilecek ülke-
                                           ler grubundad›r. Sanayi yap›s› içinde KOB‹ a¤›rl›¤› olmas› Türki-
                                           ye’ye bu avantaj› sa¤lamaktad›r.
                  Türkiye “y›k›m”
                                              Türkiye üretmiyor de¤il, üretiyor, ihraç etmiyor de¤il, ediyor ama
                sorunlar›n› de¤il,         bu devinimi, ihracat›n› ithalat›na ba¤›ml› k›lan ve büyük cari aç›k-
                                           lar yaratan bir çerçeve içinde gerçeklefltiriyor. Bu çerçeveyi k›rd›¤›
                        “yükselifl”         zaman “yükselifl” trendini yakalayacak, dünya s›ralamas›ndaki ye-
                        sorunlar›n›        rini 16.l›ktan çok daha ileriye tafl›yacakt›r.
                                              “Cari aç›k” alt› ayd›r hararetle tart›flt›¤›m›z bir konu. Kimimiz
                           yafl›yor.        “tehlike” diyor, kimimiz “de¤il” diyor. Acaba hangisi do¤ru?
                   Çünkü Türkiye              Cari aç›k ifllev ve etkileri yönünden bir ülke ekonomisi için ya-
                                           rarl› da olur, zararl› da. Bu durum, ülke ekonomisinin konjonktürel
                hem içine girdi¤i          ihtiyaçlar› taraf›ndan belirlenir. Örne¤in 2009-2010 y›llar›nda hep
                        teknolojik         birlikte iç tüketimi teflvik ettik, kredileri genifllettik, piyasay› des-
                                           tekledik. Do¤ru da yapt›k. Krizden en h›zl› ç›kan ülkelerden olduk.
                        dönüflüm,           Ama Mart 2011’den buyana cari aç›ktan flikayet ediyoruz. Demek ki
                    hem de insan           cari aç›k her durumda krizi erteleyen, ama ayn› zamanda d›flsal et-
                                           kilere karfl› direnci azaltan bir dinamiktir.
                        kaynaklar›            Bat› ekonomileri borç kriziyle k›vran›rken Türkiye k›vranm›yor.
                yönünden üretim            Bu da yakalanm›fl elveriflli bir konjonktür anlam›na geliyor. Türki-
                                           ye bu avantaj›n› gerçek bir küresel kazanca dönüfltürebilmek için
                     ekonomisine           atak olmal›d›r. Eylül ay›n›n bafl›ndan bakt›¤›m›zda ekonomi yöne-
                                           timinin gündeminin bu oldu¤u aç›kça anlafl›l›yor.
                      geçebilecek
                                              ‹zlenecek strateji tart›fl›lmayacak kadar nettir. ‹hracatta hamleler
                            ülkeler        yap›lacak, fakat yap›lan ihracat›n ithalata ba¤›ml›l›k oran› belli bir
                                           süreç dahilinde azalt›lacak. Bunu gerçeklefltirmemiz de, baflta KO-
                     grubundad›r.          B‹’ler olmak üzere, bir bütün olarak ekonominin rekabetçi özelli¤i-
                    Sanayi yap›s›          ni yükseltmemize ba¤l› olacak.
                                              Geçen say›m›zda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan›’n›n görüfl-
                      içinde KOB‹          lerini alm›flt›k. Bu say›m›zda d›fl ticaretten de sorumlu olan Eko-
                   a¤›rl›¤› olmas›         nomi  Bakan› Zafer Ça¤layan’›n görüfllerine baflvurduk. Amac›m›z,
                                           ekonomi yönetiminin konseptini görmek ve okurlar›m›z›n bilgisi-
                        Türkiye’ye         ne aktarmakt›r. Yeni bir anayasa yaratmak da dahil, Türkiye’nin
                       bu avantaj›         Ekim’den sonra, özünde ekonomi olan önemli ataklar içine girme-
                                           si beklenmektedir.
                   sa¤lamaktad›r.             30 A¤ustos Zafer Bayram› ve Ramazan Bayram›n›z› kutluyor,
                                           huzur, sa¤l›k, mutluluk ve bereket içinde sürdürülebilir baflar›lar
                                           diliyorum.

                                                                                       Eylül 2011 KobiEfor 9
   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13