Page 9 - KobiEfor_Kasim_2014
P. 9
ED‹TÖR
Teknoloji-yo¤un üretmeliyiz
Hat›rlayal›m; ekonomik küreselleflme Dünya Ticaret Örgütü
(DTÖ) ile kurumsallaflt› ve bütün ülkelere “‹hracata Dayal› Bü-
yüme Modeli”ni dayatt›. Türkiye 2000’li y›llara bu modele girdi
ve ihracatta; düfle kalka da olsa, küçümsenmeyecek bir baflar›
sa¤lad›.
Ancak; ‹hracata Dayal› Büyüme Modeli’nde kal›c› üstünlük an-
cak, ekonomi e¤er “rekabetçi” olabilmifl ve “sürdürülebilir” bir
dinamik kazanm›fl ise mümkün olabiliyor.
Türkiye olarak ihracatta baflar›l› oldu¤umuz kesin, ancak bu
baflar› sürdürülebilir olmaktan uzakt›r. Çünkü Türkiye ekonomi-
si henüz rekabetçi olamam›flt›r. Göstergesi; ihracat›m›zda yükte
YALÇIN SÖNMEZ a¤›r, fiyatta ucuz ürünlerin a¤›rl›¤›d›r. Durum flöyledir: Örne¤in
yalcinsonmez@kobiefor.com.tr Türkiye Çin’e; 8 milyon tonluk mal› 2.8 milyar dolara satarken,
Çin 3.8 milyon tonluk mal› bize 21 milyar dolara satmaktad›r.
Burada bir “sorun” vard›r ve bu sorunu çözemezsek; 2023 ih-
racat hedefimiz olan 500 milyar dolara ulaflamay›z. Ekonomik
büyümemizin esas›n› ihracat oluflturaca¤› için di¤er hedefleri-
mize ulaflmam›z da mümkün olmayacakt›r. “Orta Gelir Tuza¤›”
dedi¤imiz de budur.
Ar-Ge ve
‹hracat›m›z›n bu flekilde tecelli etmesi, Türkiye ekonomisinin
‹novasyon imalat yap›s› nedeniyledir. ‹malat›m›z Teknoloji-yo¤un olama-
altyap›s› olarak m›flt›r. Üretti¤imiz ürünlerin yüzde 72.4’ü geri, yüzde 27.6’s› ise
ileri teknoloji yo¤unlukludur. ‹hracat›m›za yans›ma oran› ise;
üniversite-sanayi yüzde 35 ileri, yüzde 65 geri teknolojili ürünler fleklindedir.
iflbirlikleri ve Konvansiyonel (geleneksel) üretimden ç›kmak, katmade¤eri
(teknolojisi) yüksek üretime geçmek için yap›lacak tek ifl; ‹no-
teknoparklar vasyona ve Ar-Ge’ye önem vermek, bunlar›n sonuçlar›n› ticare-
önemli bir tecrübe te dönüfltürmek, yüksek ve orta yüksek teknolojili ürünlerin
üretim ve ihracat›m›zdaki pay›n› art›rmakt›r. Bu noktada, tasa-
sa¤lam›flt›r; r›m gücünün devreye girmesini ve markalaflma stratejilerinin
fakat bu altyap›y› izlenmesini unutmamak gerekir.
‹novasyon ve Ar-Ge’yi haz›r sat›n alamay›z. Her ikisi de eflza-
en yüksek verimle manl› e¤itim ve yat›r›mla, fakat ayn› zamanda uygun ortam›nda
kullanmak için gerçekleflir. Bu konuda topyekün geride kalm›fll›¤›m›z aç›kça gö-
zükmektedir. Ar-Ge’ye yat›r›m yapmaktan kaç›nm›fl, e¤itime ge-
Organize Sanayi
reken önemi vermemifl, befleri sermayemizi gelifltirememifl ol-
Bölgeleri’ne ve du¤umuzu somut verilerle kolayca tespit ediyoruz. Ar-Ge ve ‹no-
di¤er üretim vasyon altyap›s› olarak üniversite-sanayi iflbirlikleri ve tekno-
parklar önemli bir tecrübe sa¤lam›flt›r; fakat bu altyap›y› en yük-
ortamlar›na sek verimle kullanmak için Organize Sanayi Bölgeleri’ne ve di¤er
tafl›mam›z üretim ortamlar›na tafl›mam›z gerekmektedir.
Sözümü flöyle ba¤layabilirim: Devaml› “Yenilik” ve “Dönüflüm”
gerekmektedir. diyor, kesin bir gereksinmeyi dile getiriyoruz. Söyledi¤imizin uy-
gulamadaki karfl›l›¤› teknoloji yo¤un yüksek katma de¤erli üreti-
me odaklanma, politikadaki karfl›l›¤› ise “REFORM”dur. Her re-
form bir yenisini k›flk›rt›r ve gerektirir. Bu nedenle; reformcu ka-
rakteri bask›n bir toplum olabilmek için istekli, kararl› ve cesur
olmam›z gerekiyor. “Orta Gelir Tuza¤›’ndan ç›kmak ve cari a盤›
sorun olmaktan ç›karmak için baflka bir yol gözükmemektedir. O
halde; 2023’e kalan son 9 y›l›m›z› h›zl›, dinamik, sonuç al›c› bir
toplumsal eylemle doldurmak, bafll›ca görevimiz olmal›d›r.
Kas›m 2014 KobiEfor 9